Santi & Tuğçe Röportaj w/Eigengrau
Yayınlanma
Çrş, 6 Ara
Yazar
Interview: Güliz Karaköse
Santi & Tuğçe ile müzik yolculuklarını konuşmak üzere Ankara Cocktail Festival’de buluştuk.
Eigengrau röportajlar serisinde bugünkü konuklarımız Santi & Tuğçe.
Hoş geldiniz!
Santi: Teşekkür ederiz, hoş bulduk!
Bu Ankara’ya ilk gelişiniz mi?
Tuğçe: Aslında, bu benim ikinci gelişim. İlk kez çocukken okul gezisiyle Anıtkabir’i ziyaret etmek için geldim. Bu, konser için birlikte ilk ziyaretimiz.
Santi & Tuğçe eşsiz müzik serüvenine nasıl başladı?
S: Amerika Birleşik Devletlerinde üniversitede okuyorduk. Tanıştık. Komşuyduk zaten. Tuğçe’ye sorduğum ilk şeylerden bir tanesi de… Bana nasıl şarkı söylediğini hatırlayamadım.
T: İkimiz de Jazzla ilgilendiğimiz için bizi bir arkadaşımız tanıştırdı.
S: Yani, bir şekilde Tuğçe bana şarkı söylediğini anlattı. Ve, sonraki hafta, şarkı söylemeye bir açık mikrofona gitmiştik.
T: Evet, Jazz House diye adlandırılan bir yerde açık mikrofona gitmiştik. İlk başta, daha klasik bir repertuar çalıyorduk. Ama Santi müziğe ilk başladığı zamanda beste yapıyordu. Sonradan kendi repertuarımıza daha da orijinal besteler eklemeye başladık. Sonunda, bestemizi elektronik enstrümanlarla da birleştirdik.
S: Uzun zamandır, akustik gitar, vurmalı çalgılar ve profesyonel aletlerle müzik yapıyorduk ve sonra 2014 yılında, bir elektronik albüm yapmaya başladık. Bu şekilde başladı müzik serüvenimiz.
T: Şimdi çok uzun zaman oldu. 2007’den beri birçok farklı teklifler alarak devam ediyoruz.
Ortak takip ettiğiniz ve ilham aldığınız sanatçılar vardır diye tahmin ediyorum. Müziğinizi etkileyen çağdaş sanatçılar ve akımlardan birkaç örnek verebilir misiniz?
S: Elbette, birçok var. Çok doğrudan değiller. Böylelikle, birbirinden çok farklı sanatçılardan ilham alıyoruz. Tam isim verememekle birlikte. Hangi, Brezilya müziğinin çok güçlü bir etkisi vardır diyebilirim. Farklı sanatçılar ve yeni Brezilya müziğinin etkisini düşününce, melodiler bakımından da olabilir. Şarkının melodileri ve ritmik unsurları büyük bir ihtimalle en çok etkilendiğimiz unsurlar. Türk müziği de çok etkili olmuştur. Barış Manço mesela…
Santi: ”Sanırım, beni ilk etkileyen klarnet ve Selim Seslerdi. Klarneti gerçekten çok sevmiştim.”
Türk müziğiyle Tuğçe sayesinde mi tanıştınız ya da daha önceden tanıyor muydunuz?
T: İlk başta, melodiler kulağımıza çok farklı geliyordu. Santi’nin Klasik Türk Müziğine alışması biraz zaman aldı. İlk etkinin ne olduğunu bilmiyorum.
S: Sanırım, beni ilk etkileyen klarnetle Selim Seslerdi. Klarneti gerçekten çok sevmiştim.
T: Selim Sesler’in tüm sololarını seslendirdi. Bir süre buna çalışıyordu.
S: Çalıştım, evet.
T: Şimdi hala Psikedelik Türk Rock döneminde misin?
S: Sanırım, şimdi o kadar değil ama son zamanlarda evet. Bir zamanlar çoğunlukla Spotify’da çalma listeleri yapıyordum. Böylelikle farklı sanatçılarım da olmuştu.
Tuğçe: ”Nereye gidersek gidelim insanlar bizi müziğimizle tanıyorsa, evimizdeyiz gibi hissederim. Yani, bu anlamda, aitliğimiz hitap edebildiğimiz insanlara aittir. ”
Müziğinizin nereye ait olduğunu düşünüyorsunuz ve neyi temsil ediyor?
T: Güzel bir soru. Bir süredir bunu düşünüyordum. Bir yerin adını veremem çünkü hayatımın bu döneminde de tam hissedemiyorum. Elbette, toprak açısından buraya ait olduğumu düşünüyorum. Ama tüm bu sınıflandırmalar ve bu yapılar açısından dünyada herhangi bir yere ait olduğumu sanmam. Özellikle de ilham aldığımız şeyler ve yaşam şeklimiz sebebiyle. Bir nevi göçebeyiz artık. Yani belki kime ait hissederiz? Yalnızca kalplere. Hissetmekle alakalı aslında biraz. Bunu da gerçekten hissediyorum; seyahat ettiğimizde, içten bir bağ olan müziğin bu insanları gerçekten birbirine bağladığını da hissediyorum. Nereye gidersek gidelim insanlar bizi müziğimizle tanıyorsa, evimizdeyiz gibi hissederim. Yani, bu anlamda, aitliğimiz hitap edebildiğimiz insanlara aittir.
S: Son zamanlarda bir şekilde şarkılar için duyguların her zaman önemli olduğunu düşünüyorum. Bazı şarkılar esir alır… duyguları da. Onların nereden geldiklerini bilmek zordur. Hangi hikayeden? Hangi tecrübeden? Bu benim hissediş şeklim. Aslında benim için en önemlisi şarkı yazmak. Sonrasında ise mühendislik gelir. Ama bence en çok şarkı yazarlığı ve hikaye anlatıcılığı.
Öyleyse hisler öncelikli diyebilir miyiz?
T: Bence de. Söylemek istediğim, Bence melodiler ilk önce gelir, ve sonra melodilerden, biz genellikle hikayeyi yönlendiririz. Bu şekilde karar veririz yani tamam, bu buna uyar deriz. Böylelikle, dile de karar veririz.
S: Ve melodi hemen sonra gelmelidir. Böylece, bazen bir sürecin olduğu bir melodi gelir.
Müziğinizdeki büyüleyiciliğin kaynağı bu mudur?
T: Yani, her zaman değil. Bazı melodiler zaman alır. Her zaman büyüleyici olmaz.
S: Bence her zaman sezgiden gelmesi zorunda olan bir şey vardır ve sonra, sabitlenebilir, değiştirilebilir, yapılması uzun zaman alabilir. İşte, bu nedenle bence duygulu bir süreçtir. Oldukça net olamayan bazı duygu türleri vardır.
T: Ama, sanırım bir şey daha var… Demek istediğim bu soru çok derin. Türkiye’yi daha çok ziyaret ediyoruz. Önceden, Amerika’da yaşıyorken, Türkiye’ye yıllardır gelmezdik. Ama şimdi, Berlin’deyiz ve sürekli Türkiye’ye geliyoruz. Yani, gezilerimiz Türkiye’ye artık. Birçok melodi beliriverir, bazen denizden gelirler, bazen günbatımından gelirler. Dünyevi olarak yer aldığımızı düşündüğümüz bazı anlardan gelirler.
S: Ya da bazen geçmişte sürekli çalan bir müziktir. Her zaman dinlediğimiz.
T: Mesela Yunanistan’da oldu. Sirtakili bir Yunan düğününü vardı. Sanırım, 10 saat uzunluğunda bir sirtaki gösterisiydi. Bir süre sonra, sanatçılar şarkı söylemeye başladılar… şarkı Türkçe’ydi.
Sizi yakın gelecekte Ankara’da tekrar dinleme şansımız olacak mı?
T: Gelmek için artık çok sebebimiz var. Ankara’da ilk kez sahne alıyoruz en özel olan budur bence. Güzel bir program. Sanatçıların sahne alma sıralarını gördüğümüzde, çok özel bir etkinlik olduğunu anladık ve bence organizatörler de başlangıçtan bu yana çok naziktiler. Çok özel bir ziyarette gibi hissediyorum. Bu yüzden çok teşekkür ederim. Ankara’yı görmekte aynı şekilde çok özeldi.
Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Sizinle görüşmek çok keyifliydi!
S & T: Biz teşekkür ederiz! Sizinle tanışmak büyük bir zevkti!